Ana Sayfa
   Fallar
   Tarot Falı
   Astroloji
   Burçlar
   Rüya Tabirleri
   Yıldızlar
   Çin Astrolojisi
   Kelt Astrolojisi
   
 
 

ASTROLOJİ, yıldızların ve gezegenlerin insan yaşamı üzerindeki etkilerinin incelenmesidir. Astrologlar, gökcisimlerinin hareketlerini gözlemleyip gökyüzü haritaları çıkararak gelecekteki olayları önceden haber verebileceklerini öne sürerler. Ama bu savlarını destekleyecek hiçbir bilimsel kanıt olmadığı için, astroloji çoğu kez "sahte bir bilim" olarak nitelenir. Yüzyıllar önce astroloji ile astronomi birbirine sıkı sıkıya bağlıydı ve eski toplumlar için aynı anlamı taşırdı. Oysa bugün ikisinin alanları tümüyle farklıdır ve aralarında hiçbir bağlantı kalmamıştır.

Astrologlar, yıldızların konumuna ve hareketine bakarak bir insanın yaşamındaki olayları önceden haber verebilmek için "horoskop" denen bir gök haritası çizerler. O kişinin doğduğu anda

gökcisimlerinin nerede bulun­duğu bu haritanın üzerinde işaretlenir. Sonra harita, yılın 12 ayını simgeleyen ve "ev" denen 12 eşit bölüme ayrılır. Yıldızlar da 12 takımyıldız halinde gruplanır ve her eve bir takımyıldız yerleştirilir. Bu takımyıldızların adı burçlar kuşağındaki 12 burcun adıyla aynıdır. Astrolog, Güneş'in,  Ay'ın ve gezegenlerin  bu gökyüzü evlerine ve burçlara (takımyıldızlara) göre konumunu inceleyerek geleceğe ilişkin yorumlar yapar.

Bugünün astrologları, Güneş'in, Ay'ın gezegenlerin bir insanın yaşamı üzerindeki etkilerini inceleyerek o kişinin karakterini ve geleceğini söyleyebileceklerini öne sürerler. Bir insan doğduğu anda bir gezegen kendi "evinde" ise etkisinin güçlü ve olumlu olacağına, eğer kendi "evinden" uzakta ise etkisinin zayıf, belki de olumsuz olacağına inanılır. Bazı dergi ve gazetelerde yayımlanan yıldız falları da, aynı burçta doğan herkese uygun düşecek çok genel ve belirsiz "kehanetlerde" bulunur.

İlk insanlar gökyüzünü, gündüz Güneş'in, gece Ay ve yıldızların aydınlattığı büyük kubbe gibi görürlerdi. Bu ışık kaynakları konusunda bilgileri yoktu ama, ekinlerinin büyümesini sağlayan güneş ışığı ile yağmurun gökyüzünden geldiğini biliyorlardı. Bu yüzden gökcisimlerine birer tanrı gibi tapmaya başladılar. Bu tanrıları nasıl memnun edeceklerini önceden kestirebilmek için de bütün dikkatleriyle gökyüzünü incelemeye koyuldular.

Eskiçağlarda din adamlarının görevlerinden biri de Güneş'i, Ay'ı, yıldızları ve gezegenleri izlemekti. Bu gözlemlerin astronomiye gerçekten büyük katkısı oldu. İ.Ö. 6. yüzyılda Babilliler gezegenlerin gökyüzündeki hareketlerini gösteren haritalar yaptılar. Böylece Güneş ve Ay tutulmasının ne zaman olacağını önceden kestirebiliyorlardı. Bu tahminlerinde yanılmadıklarını gören din adamları yalnız gökyüzü olaylarını değil salgın hastalıkları, savaşları ya da ordularının kazanacağı zaferleri de önceden görebileceklerine inandılar. Bu tahminlerin gerçek bir dayanağı yoktu, ama gene de gelecekten haber verdiğini öne süren astronomlar ya da din adamla artık "müneccim" ya da "astrolog" olarak önemsenmeye başlamıştı.

Astroloji Babil'den Eski Yunanistan'a, Mısır'a ve Hindistan'a geçerek bütün Asya ve Avrupa'ya yayıldı. İS 1066'da gökyüzünde parlak bir kuyrukluyıldız görünmüş ve bu alışılmadık olay insanları çok korkutmuştu. Müneccimler çok önemli olayların yaşanacağını, bu arada bir kralın öleceğini haber verdiler. Gerçekten birkaç ay sonra İngiltere Kralı Harold, Hastings Savaşı'nda öldürüldü. Birçok kişi bu olayı kuyrukluyıldızın görünmesine bağladı. Ama sonradan, bugün Halley adıyla bildiğimiz bu kuyrukluyıldızın her 76 yılda bir Dünya çevresindeki yörüngesinden kimseye zarar vermeksizin geçtiği anlaşıldı.

Astrologlar önceleri yalnız kendi ülkeleri ya da hükümdarları için önemli olan olayları haber veriyorlardı. Yaklaşık 300 yıl öncesine kadar hemen her hükümdarın bir "saray müneccimi" vardı. Eskiçağlardaki ünlü astronomi bilginlerinden bazıları da astrolojiyle uğraşıyordu. Örneğin İÖ 2. yüzyılda Mısır'da yaşamış olan Eski Yunanlı astronomi bilgini Batlamyus (Ptolemaios) aynı zamanda bir astrologdu. 16. ve 17. yüzyıllarda, Danimarkalı astronomi bilgini Tycho Brahe astroloji dersleri verdi, Johannes Kepler ise Avusturya imparatorunun sarayında müneccimlik yaptı.

 
  Web Stats  Gizlilik Politikası